1980 ihtilaline tarihi bir kayıt düşüyoruz..!-1

1980 yılı Eylül ayındayız! Siirt-Sason! Güneydoğu’nun en kuzeyinde yıllarca pek çok Ermeni isyanları ve kargaşanın merkezi olmuş, son 30 yıldır da Türkiye’deki sağ sol çatışmaları yanında, Kürt, Türk, Alevi çatışmalarının..

1980 ihtilaline tarihi bir kayıt düşüyoruz..!-1
Atlas International Group

1980 yılı Eylül ayındayız!

Siirt-Sason!

Güneydoğu’nun en kuzeyinde yıllarca pek çok Ermeni isyanları ve kargaşanın merkezi olmuş, son 30 yıldır da Türkiye’deki sağ sol çatışmaları yanında, Kürt, Türk, Alevi çatışmalarının da yaşatıldığı bölgelerin en geri bırakılmış Türkiye’mizin güzel, bir o kadar da tarihi geçmişi olan bir ilçesi!!

Bir yıldır Sason’da devlet adına görev yapıyorum..!

Sason genelde çok sıcak buranın en yüksek yeri olan sıcaktan karın kurtlandığı Melefan dağı var!!

Bölge genel itibari ile MSB olarak Şafii mezhebine sahip!

Gölgede 45°’de 16 saat yaklaşık oruç tuttuğumuz Ramazan ayını yeni bitirdik!

Sason’un dağlarında devlet tarafından aranan bölücü unsurların şehir içinde cirit attığını da yaşayarak görüyoruz..!

TC Devletinin ilkokulunun Türk’üm doğruyum yerine, Kürd’üm doğruyum… sabah marşını her gün duyarak görevimizi yapmaya çalışıyorum!

Bu devletin anayasal teminatı altında olan seyahat özgürlüğünün tamamen ortadan kalktığını Diyarbakır’dan en yakın ilçesi Silvan’a, Silvan’dan yine en yakın ilçe Batman Üçyol Malabadi Köprüsü’ne gidebilmek için orada bekleyen komando bölüğü her gelen arabaya bir asker vererek yaklaşık 30-40 araç olunca önde bir otomatik silahlı askeri araç ile seyahat edildi günleri yaşıyoruz..!

Tabi bunun yanında bölgedeki silahlı kuvvetler unsurlarının halkla olan münasebetlerindeki olumsuzlukları tek taraflı değerlendirmeyip yapılan haksızlıkları da görüyoruz..!

Bir gece Sason meydandaki, en emniyetli yer olan askerlik şubesinin bahçesinde gece serinliğinde çayınızı içmiş gece kaldığımız lojmana dönerken her gece aldığımız iki komando askerini yanımıza almamıştım..!

Zaten askerlik şubesi ile kaldığımız devlet lojmanı 100 metre uzaklıktaydı lojmanın kapısında da bekçiler bekliyordu..!

Askerlik şube başkanımız hocam ne olur ne olmaz yine yanınızda refakatçi olsun askerlerimiz dese de hayır diyerek birazdan judo tekvando hocalığı ve sportmenliğimizi ve gençliğimizi de göz önünde tutarak kötü düşünmeden çıktığım yolda yolun yarısında ellerinde kalaşnikof, ağızları maskeli üç kişi tarafından durduruldum!!!

O bölge şivesi ile yarı Kürtçe yarı Türkçe karışık 

Bey! Senin hakkında halk konseyinde karar alındı! Sen halkımıza diğer devlet adamları gibi kötü davranmadın..! Senin için verilen karar ölüm kararı değil, Sason’u ve bu bölgeyi en kısa zamanda terk etme kararıdır..!”

Tabi her şeye hazırlıklı olduğumuz için “Tamam arkadaşlar …gereken yapılır… Her ne kadar devlet adına sizin güvenliğiniz ve çocuklarınızın geleceği için burada görev yapıyor olsak da değerlendiririz dedik!

Merak ettiğim bir şey vardı ses tonları yabancı gelmese de bunlar kimdi.!

Bir harekette yüzlerini açabilirdim!

Ancak otomatik silahların güvenlik kilidi açık ve elleri tetikteydi!

Yine de bir hamleyle, madem benim için ölüm kararı dışında bir karar almanız önemli diye sözü uzatırken bir anda dostane bir yaklaşımda koluna girerken yüzündeki maskeyi indirince bir de baktım ki benim her gün beraber olduğum yanımda çalışan devlet işçileri..!

Şaşırmamıştım..!

1980 Eylülünün ilk haftası böyle geçti ..!

Düşünüyorduk ne yapalım..!

Cuma günü cuma namazında beraber namaz kıldığımız ilçe müftüsü hükümetin kapısında faili meçhule kurban gitmişti..!

Türkiye çapında ve bölgede yoğun bir şekilde TSK ve bölücü unsurlar arasında yoğun bir şekilde olaylar had safhaya çıkarılmış, Türkiye’de günde 10-15 kişi sözde bölücü gruplarla çatışmalarda gizli ve kirli eller tarafından insanlar yok ediliyordu..!

Devletin çaresiz gösterildiği günlerden!

Bu ara devletin bürokratları bakanları milyonluk transferler yapıyor o hükümetten bu hükümete geçiyor akçalı işler, bütün hızıyla yürürken devletin malı deniz yemeyen domuz noktasında… Maalesef ülkenin talan edilmesine gizli bir el sanki müsaade ediyor gibiydi..!

TSK’da Maranki ailesinden onlarca hizmet edeni bulunan biri gibi bizim bildiğimiz TSK bu gibi olayları bir gün içinde durdurabilecek güce sahiptir..!

Darbeden iki gün önce bölgeyi terk etme talimatını düşünürken o zaman telefonla irtibatlaşmak yıldırım bile yazdırıldığında bir gün beklendiği günlerde gece yarısı telefonda devletin yetkilileri tarafından “en seri araçla yurtdışı seçme imkanına girmek üzere merkeze intikal ediniz..!” diye bir telefon ve telgraf emri aldık..!

Şaşırmadık bugün maalesef ortadan kaldırılan “devlet ebed müddet” anlayışı gereği devlet güvendiği elemanına sahip çıkar düşüncemizi her zaman koruduğumuz için olsa gerek ki Diyarbakır’dan cuma günü sabah uçağına yer ayırttırdık ancak Diyarbakır’a seyahat özgürlüğü olmayan bir bölgede nasıl gidilecekti..!

Bölgenin AP milletvekili en büyük ağasının korumasında gece tarlalardan Silvan Jandarma Tugayı’na ulaşmış oradan da sabah ilk uçakla İstanbul’a giderek yabancı dil imtihanına girmiş bütün sualleri cevaplandırmış olarak hocanın “evladım sen tayini İstanbul’a aldır ya İsviçre ya Kıbrıs’a gideceksin..!” demesi hâlâ aklımdadır..!

O gece taksimden Saraçhane Parkına geçtiğimde tankların yürüdüğünü gördüm..!

Biraz şüphelenmiştim..!

Hemen Gelibolu’da daha sonra siyasilerin tutuklanarak misafir edildiği Hamzakoy birlik komutanı olan subay olan ağabeyi mi aradım!

Tabii ki ulaşamadım! Sabahleyin babam camiden çıkınca annem beni uyandırdı: “Evladım ihtilal olmuş siyasiler tutuklanmış vs. haberini aldım.”

Babam camiye sabah namazına gittiğinde askerler bir sıkıyönetim var dediğinde kapı komşumuz olan o zamanın en meşhur vaizlerinden hakikaten milliyetçi duyguları yüksek olan benim ve dostum Timurtaş Uçar hocanın götürüldüğü haberini aldım..!

12 Eylül 1980 sabahına böyle uyandık!

Türkiye’de herkes ne olduğunu ederken, beklenen açıklamayı 12 Eylül 1980 askeri darbesi sırasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi olan James Spain yaparak; darbeden birkaç saat sonra ABD’ye gönderdiği diplomatik notta askeri lideri iyi tanıdıklarını ve Türkiye’nin gerek dış politika gerekse de savunma politikalarının değişeceği yönünde endişe edilecek bir neden olmadığını söyledi..!

Ama bu vatanın asıl ve asil insanları çok endişeliydi..!

Devam edeceğiz..!

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.