570 yıllık bir maziye sahip İstanbul Üniversitesi dünya üniversiteleri içinde “yıl olarak tarihte kayıt düşmüş” Dünyada pek çok birincilikleri olan bir üniversitedir! Ben deniz, bu üniversitenin en köklü bölümü olan sosyal siyaset..
570 yıllık bir maziye sahip İstanbul Üniversitesi dünya üniversiteleri içinde “yıl olarak tarihte kayıt düşmüş”
Dünyada pek çok birincilikleri olan bir üniversitedir!
Ben deniz, bu üniversitenin en köklü bölümü olan sosyal siyaset ve çalışma ekonomisi kürsüsünde çift dal “sosyal siyaset” doktoru -PHD unvanını 1990 yılında almış daha sonra aynı alanda Amerika’da Post Doktora (Post-doc) çalışması yapan OĞUZ neslinden TC vatandaşıyım..!
Sosyal siyaset bölümünün en önemli araştırma konuları “sosyoloji, psikoloji ve antropoloji”den bilim adına sorumlu dünyadaki tek otoritedir.!
Bu siyaset bilimlerinin ve ilmi siyasetin doktorasını bize öğreten ve Türkiye’nin siyasetini belirleyen duayen Hocalarımız derdi ki:
size vasiyetimdir!
“Siyasete davet olmadan icabet etmeyin..!”
***
TÜRKLER ÖZ VATANINDA PARYA! OLMAYA DEVAM EDİYOR..!
Türkiye’de yabancı hayranlığı ve maalesef dış güçlerin, uluslararası kuruluşların etkileri noktasında devlet ve hükümetlere olan etkileri dün olduğu gibi bugün de bütün etkisini göstermekte içimizdeki ve dışımızdaki birtakım uluslararası sermayenin gücü noktasında gayri Türk, gayrimüslim ve devşirmelerin ve bunların destekçilerinin hakimiyetlerini halen dünyada ve ülkemizde devam etmektedir..!
Anadolu irfanı bilgilendirme adına bugün bu işin temelini konunun uzmanı bir bilim adamı ve eğitimini aldığım ders notlarımı milletimin “yarın geç olmadan uyanması için” bu satırlara paylaşarak tarihe bir kayıt düşmek istiyorum.!
Dün dünyada ve ülkemizde üzerimizden buldozer gibi geçen salgın hastalıklar, küresel ısınma oyunları sonrasında oluşan Türkiye’deki depremler seller, kuraklık ve bugün de büyük bir hızla geliyorum diyen iklim sözleşmelerinin sonuçları, Eris Varyantı Salgını.
Pirola Varyantı Salgını.
Ufo ve Uzaylılar Savaşı.
Sahte İklim Değişikliği
ve doğal olmayan afetler,
kıtlık, göçler, yangınlar vs…!
Topluma psikolojik metotlarla korku pompalamak için bütün güçlerini kullanıyorlar!
HEDEFLERİ PSİKOLOJİK SAVAŞ İLE KORKU YAYMAK!
Anadolu irfanına bir kere daha kainatı idare eden gücün bize verdiği emir gereği Tebliğ’en uyarı-yorum yapıyorum..!
Psikolojik savaş; çeşitli baskı veya ikna yöntemleri kullanarak insanların ruh haline etki etmek suretiyle kontrol altına almak, pasifize etmek, yönlendirmek ve arzu edilen yönde kamuoyu oluşturarak fert veya toplum psikolojisini şekillendirerek yönetmektir!
Psikolojik savaşın hedefi: muhatapta korku, dehşet, ümitsizlik, gelecek kaygısı, yorgunluk ve çaresizlik duyguları uyandırarak onu kendi etkisi altına almak ve kontrol etmektir.
Psikolojik savaş başka bir ülkenin halkına karşı yapabileceği gibi, ülke içinde çeşitli sosyal gruplara, kitlelere hatta tüm ülke halkına karşı da yapılabilir.
Psikolojik savaşın amaç ve hedefleri:
1. Muhatabın siyasi, ekonomik, sosyal ve moral bakımından zaafları kullanılarak mücadele gücünün zayıflatılması,
2. Muhatabın düşünce, heyecan, eğilim ve davranışları üzerine etki edilerek; direniş ve mücadele azmini kırmak, moralini bozarak manevi çöküntüye uğratmak ve korku duygusu uyandırarak mücadele cesaretini kırmak,
3. Toplumda itaat duygularını artırmak,
4. Kamuoyunu yanıltarak istenilen istikamete yöneltmek, kamuoyu oluşturmak
5. Halk ile yönetimin arasını açarak, kopukluk ve bunalım oluşturmak, güvensizlik oluşturmak, ülkede istikrar ortamını bozmak,
6. Arzu edilen istikamete kültür, inanç ve ahlak değişimini sağlamak ve toplumları istedikleri gibi yönlendirerek idare etmek,
7-Toplumların kültür ve inanç yapılarına göre birinci planda mukaddesat-din inançları, etnik köken, -milliyetçilik, devletçilik, bayrak, vatan, millet gibi kapalı kavramlarla özel olarak yetiştirdikleri insanlarla toplumu istedikleri yöne yönlendirmektir..!
“Psikolojik savaşın silahları:
Propaganda, eğitim ve provakosyondur.
Cephanesi:
Söz, yazı, resim, broşür ve e-posta şeklindeki bilgidir. Amacı: İnsanları ikna etmek ve onları değiştirmektir.
Bütün bunların sonucundaki hedef ve yöntem:
“BEYİN YIKAMA” dır.
BUNUNLA İLGİLİ OLARAK İLGİLİ DEVLETLER VEYA HÜKÜMETLER TARAFINDAN RESMİ VEYA GAYRİRESMİ BİR “İLETİŞİM VE PROPAGANDA BİRİMİ VEYA BAŞKANLIĞI KURULUR”!
Bu Propagandada; bir topluluğun düşüncelerini, duygularını, davranışlarını, tavır ve hareketlerini etki altında tutmak ve onları değiştirmek amacıyla yayınlanan bilgi, belge, doktrin ve görüşlerdir.
Propaganda Türleri:
1. Beyaz Propaganda: kaynağı belli olan ve açıktan yapılan, doğruluğa önem veren ve şeffaf olan, güven sağlamaya yönelik propagandadır.
2. Gri propaganda: Kaynağı belli olmayan, doğruluğu ispatlanamayan, rivayetlere dayandırılan, yalan veya doğruluğu tespit edilemeyen, insanlar üzerinde propaganda hissi uyandırmayan propaganda türüdür.
3. Kara propaganda: Kaynak belirlidir, ancak başka kaynaklardan çıkıyormuş gibi gösterilir. Hile, entrika, yalan, iftira, fitne, fesat, sahte delil gibi unsurlar kullanılır. Gizlilik esas alınır. Gerçekleri değiştirmeyi, inançları sarsmayı ve kamuoyunu karıştırmayı amaç alır. Düşmanlık duygularını arttırır. Tesirli olması ve geri tepmemesi için kaynak gizli kalmalıdır.
4. Silahlı Propaganda: Terör örgütlerinin kullandıkları yöntemdir.
5. Karma Propaganda: Çıkarları birbiriyle örtüşen gruplar, propaganda türlerini birlikte kullanırlar.
Türkiye’de Cumhuriyet tarihinde en çok kullanılan propaganda türlü ‘karma propaganda’ türü olup, dünyada kurulan bilinen 16 bilinmeyen 24 Türk devletinin kuruluş ve yıkılışlarında, hem Selçuklu’nun hem de Osmanlı’nın yıkılışında bu propaganda türü kullanarak ülkelerin rejimlerinin değiştirip yıkılışlarına ve yeniden kuruluşlarına sebep oluşturmuştur..!
Cumhuriyet tarihimizde de bu tür propagandalar, kurulan bütün hükümetlere etkili olmuş bugün de hayatiyetiyle etkisini devam ettirmekte, kitleleri algı operasyonlarıyla yönlendirmeye devam etmektedir..!
Devam edecek..!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.