Erbakan: “Oyalamayı bırakın bir an önce sandığı milletin önüne getirin!”

Vergilerden maaş artışlarına, asgari ücret düzenlemesinden genç işsizliğine kadar pek çok konuda dikkat çeken açıklamalarda bulunan Erbakan, iktidarı “haksızlık, adaletsizlik ve israf” üzerinden eleştirdi.

Vergilere yüksek artış, maaşlara düşük zam!

Erbakan, 2024 yılı enflasyon oranına (%44) göre belirlenen vergi artışlarının, maaş zamları söz konusu olduğunda 2025’in beklenen enflasyon oranı olan %21 üzerinden yapılmasına tepki gösterdi.

“Kendi alacaklarına gelince %44 artış, milletin alacağına gelince %21 artış… Bu çelişki milletimizin aklıyla, emeğiyle ve umutlarıyla alay etmekten başka bir şey değildir.”

“Asgari ücret daha şimdiden açlık sınırının altında kaldı”

Asgari ücre artışı ile ilgili değerlendirmelerinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren Erbakan, yasal olarak asgari ücret komisyonunun belirlediğinden daha yüksek bir ücret açıklama yetkisi bulunmasına rağmen bu yetkinin kullanılmadığını belirtti:

“Asgari ücret tam bir felakettir, daha şimdiden açlık sınırının altındadır. TÜİK’in resmi aylık enflasyon oranları ile yılbaşından bu yana reel alım gücü 17 bin 2 liradan, 11 bin 731 liraya inen mevcut asgari ücrette “5 bin 271 TL reel kayıp” söz konusu.  22 bin 104 TL’lik yeni asgari ücret  2024’e göre 5 bin 102 lira artırılırken,  gerçekte 5271 liralık enflasyon kaybı bile telafi edilmediği gibi enflasyonun üzerinde bir artış da sağlanmadı. TÜİK’in enflasyon hesaplamasında esas aldığı madde sepetinde kapsanan 143 maddeden 101’indeki yıllık artış yüzde 30’luk asgari ücret artışının üzerinde gerçekleşirken gıda, ulaşım, vb. bazı maddelerde ise  fiyatlar 3-4 katına çıktı.  Taze-sebze meyvede yıllık enflasyon artışı yüzde 125,  konut-kira harcamalarında yüzde 109, eğitim harcamalarında yüzde 61 oldu.

İktidara bağlı TÜİK’in enflasyon verisi bile böyle iken, asgari ücrete “yüzde 30” zam yaparak çalışanların enflasyona ezdirilmediğini söylemek milyonlarca asgari ücretli işçinin aklıyla, emeğiyle, umut ve beklentileriyle alay etmektir.”

Erbakan’dan emekli maaşı zammı tepkisi: “Zahmet oldu, bozdur bozdur harca!”

SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin maaşlarının 14.469 TL’ye yükseltilmesine ilişkin olarak ise Erbakan, şöyle konuştu;

“Bilindiği üzere İktidar, SGK ve Bağ-Kur emeklileri için en düşük emekli maaşını 12 bin 500 liradan 14.469 TL’ye çıkardı. 2 bin lira bile arttıramadı. Bu rakamı görünce ne diyoruz: Zahmet oldu bozdur bozdur harca! Pazarda 1000 liraya dolan torbanın olduğu bir ülkede emekliye 14 bin 469 lirayı reva görüyorsunuz. Memur ve memur emeklisinin %11,54’lük maaş zammına itirazını ve feryadını duymayan İktidar, SGK ve Bağ-Kur emeklilerini de duymamıştır. Bu açıklama ile vurdumduymaz bir İktidarla karşı karşıya olduğumuz bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bugün ülkemizde açlık sınırı 22 bin lirayı geçmiş, Yoksulluk sınırı ise 71 bin TL olmuştur. Bu gerçeklik karşısında, yoksulluk sınırı şöyle dursun, açlık sınırı altında kalmış maaşları, milletimize reva görenler, bir de üstüne “hayırlı olsun” tebriğinde bulunanlar, milletimizin değil, haksız yere zenginleşenlerin iktidarı olmuştur. Milletimiz kendisine bu sefalet maaşlarını reva gören iktidara gerekli cevabı sandıkta verecektir.”

“Sandık bir an önce milletin önüne getirilmelidir”

Erbakan, ekonomideki kötü gidişatın bir diğer göstergesi olarak kapanan şirketlerin sayısına dikkat çekti.

“2024’ün ilk 11 ayında kapanan şirket sayısı yüzde 19,7 artışla 23 bin 861’e ulaştı. Ayda ortalama 2200 şirket kapanmaktadır. Bu tablo ülke ekonomisinin vahim durumunu gözler önüne sermektedir.”

Erbakan, bu süreçte kurulan şirket sayısının da yüzde 11,4 oranında azaldığını, konkordato başvurularında ise pandemi dönemi rekorunun kırıldığını belirtti.

“Sayın Erdoğan, ‘kötü günler geride kaldı’ dese de ekonomideki manzara ortadadır. Milletimizin artık sabrı ve metaneti kalmamıştır. Milleti oyalamayın. Bu sonbaharda veya 2026 ilkbaharında bir an önce sandık milletin önüne getirilmelidir.”

“Adam kayırma ve adaletsizlik, gencecik bir canı daha aldı”

Adalet sistemindeki liyakat eksikliğini de eleştiren Erbakan, mülakat sisteminin gençlerin umutlarını yok ettiğini söyledi.

“Adam kayırma ve adaletsizlik, gencecik bir canı daha aldı. Hakim-savcı adayı gencecik bir avukat, yazılı sınavda 115. olmasına Türkiye’de derece yapmasına rağmen mülakatta elendi ve bu haksızlık genç bir kardeşimizin canına kıymasına neden oldu. Adam kayırma, torpil, adaletsizlik almış başını gitmiş. Hakim ve savcılık ve diğer kamu personeli sınavlarında mülakat adı altında torpil ve haksız uygulamalarla gençlerimizin hayallerini söndürüyorlar. ”

Erbakan, 2024 yılında Türkiye’nin Almanya’ya iltica başvurularında 1. sıraya yükseldiğini hatırlatarak, gençlerin artık kendi ülkelerinde gelecek göremediğini ifade etti.

“İktidara geldiğimizde 8 trilyonluk kaynak oluşturup bunu milletimize dağıtacağız”

Yeniden Refah Partisi’nin çözüm önerilerini detaylandıran Erbakan, ekonomik ve manevi kalkınmaya odaklanacaklarını belirterek planlarını şu şekilde sıraladı:

“Biz paylaşımda adaleti tesis edeceğiz. Maddi ve manevi kalkınma için önce kamuda israfı önleyeceğiz. Kamuda yıllık 2 trilyon TL israf yapılıyor.  İmtiyazlı holdinglere haksız kaynak aktarımını durduracağız. 2025 bütçesinden 1 trilyon TL’dan fazla parayı haksız yere vergi muafiyeti adı altında holdinglere aktarıyorlar. Garanti adı altında 3 dolarlık ihaleleri 5-10 dolara holdinglere veriyorlar. Biz bunu engelleyip yıllık 3 trilyon da kaynak paketleri ile kaynak üretip toplamda 6 trilyon parayla denk bütçeyi yapacağız. Denk bütçeyi yaptığınız zaman da yılda 2 trilyon parayı faizden kurtaracağız. Bu oluşan kaynakları da akrabaya yandaşa değil milletimize harcayacağız.”