“Alın Terinin Değil, Rantın Kazandığı Ekonomi”

DEVA Partisi Bursa İl Başkan Yardımcısı İl Ekonomi Politikaları Başkanı Osman Yılmaz, batan ekonomiyle ilgili olarak; “Türkiye ekonomisinin 2024 yılı değerlendirmesi ve mevcut göstergeler, ülkemizin yılı %3 civarında bir büyüme oranıyla kapatacağını göstermektedir. Ancak bu oran, uygulanan dezenflasyon programı nedeniyle gelişmekte olan diğer ülkelere kıyasla oldukça düşük kalmakta ve gelişmiş ülke ekonomilerini yakalama hedefimizden uzaklaşmamıza sebep olmaktadır.

Sanayi Sektörü ve Ekonomik Gerileme
Sektörel bazda sanayi sektörü, bırakın büyümeyi, %3 küçülmüştür. 2024 yılı, finansman maliyetlerinin %70’lere çıktığı, döviz kurlarının faiz ve enflasyonun çok gerisinde kaldığı, üretim ve ihracata dayalı sanayinin kan kaybettiği bir yıl olmuştur. İflaslar, konkordatolar ve icra takipleri artarken, üretimden uzaklaşarak rantiyeciliğin kazandığı bir ekonomi yapısı ön plana çıkmıştır.

Cari Açık ve Yanıltıcı Azalma
Cari açık, ithalatın azalması ve ihracatın yeterince artmaması nedeniyle azalma eğilimi göstermiştir. Ancak bu tür geçici önlemlerle değil, kapasite artışları, teknolojiye dayalı katma değerli üretim ve ihracat odaklı teşvik politikalarıyla kalıcı çözümler sağlanmalıdır.

Enflasyon ve Gelir Dağılımındaki Adaletsizlik
Resmi verilere göre enflasyon 2024 yılında %44,38 oranında artış göstermiştir. Ancak, bu oran toplum tarafından gerçekte en az iki katı olarak hissedilmektedir. Buna rağmen, 16 milyon sigortalı çalışanın %56’sını ilgilendiren asgari ücret yalnızca %30 artırılarak 22.104 TL’ye çıkarılmıştır. Açlık sınırının altında belirlenen bu artış oranı, çalışanları ve emeklileri yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm etmektedir.

Milli gelir dağılımındaki adaletsizlik ise derinleşmektedir. TÜİK verilerine göre, en alt gelir grubundaki %20’lik kesim milli gelirden %6,3 pay alırken, en üst gelir grubundaki %20’lik kesim %48,1 pay almaktadır. Bu dengesizlik, toplumsal huzursuzlukları tetiklemektedir.

2025 Bütçesi ve Faiz Giderleri
2025 yılı bütçesi gelirlerinin %66,19’unun dolaylı vergilerden, %33,82’sinin ise sabit gelirli vatandaşlardan sağlanacağı öngörülmektedir. Bu durum, gelir dağılımındaki bozulmayı daha da derinleştirecektir. Ayrıca bütçede faiz giderlerine ayrılan 1 trilyon 950 milyar TL, eğitime, sağlığa ve tarıma ayrılan payların çok üzerinde kalmaktadır.

Ekonomik ve Kurumsal Güven Sorunu
Türkiye’nin temel sorunu, ekonomik ve kurumsal güvenin zedelenmesidir. Başkanlık sistemi ile yürütme, yasama ve yargının tek elde toplanması, sık sık çıkarılan kararnamelerle istikrar ve güven ortamının sarsılmasına yol açmıştır. Nobel ödüllü ekonomist Daron Acemoğlu’nun da belirttiği gibi, bir ülkenin refahı, güçlü ve bağımsız kurumlara dayanmaktadır.

Çözüm: DEVA Partisi’nin Yol Haritası
Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın ekonominin başında olduğu dönemlerde, liyakatli ekipler, şeffaf yönetim anlayışı ve güçlü kurumlar sayesinde Türkiye, dünyanın 21. ekonomisinden 16. sırasına yükselmiş, kişi başına düşen milli gelir ise 3.500 dolardan 12.500 dolara çıkmıştır.

Bugün, DEVA Partisi olarak geçmiş başarılarımızdan aldığımız güçle, hukuk, demokrasi ve ekonomi alanlarında hazırladığımız kapsamlı eylem planlarımızla ülkemizi yeniden refah seviyesine ulaştırma kararlılığındayız. Liyakatli kadrolarımız ve güçlü vizyonumuzla, Türkiye’yi her yönüyle gelişmiş ülkeler seviyesine çıkarmak için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.