Küresel anlaşmalar mı, kapitülasyonlar mı? Kronolojik tespit!-1

Türkiye’nin seçilmiş ilk Devlet Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda ve günlerdeki gelişme iç ve dış güçlerin baskıların sonunda ülkede oluşturulan her türlü ekonomik ve sosyal hadiselerle ilgili olarak..

Küresel anlaşmalar mı, kapitülasyonlar mı? Kronolojik tespit!-1
Atlas International Group

Türkiye’nin seçilmiş ilk Devlet Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda ve günlerdeki gelişme iç ve dış güçlerin baskıların sonunda ülkede oluşturulan her türlü ekonomik ve sosyal hadiselerle ilgili olarak “Türkiye’yi engellemek için beşinci kol faaliyetleri dahil her yolu deniyorlar ..!” diyerek dezenformasyon provokasyon ve casusluk vs. kısaca devleti ele geçirmek ve fiili olarak ele geçirmenin ötesinde; manevi olarak kullanılan küresel sermayenin desteğindeki medya içindeki satın alınmış elemanlarınca, ülke içinde yerleştirilmiş kripto elemanları sözde gazeteci, işadamı, yazar, siyasetçi, akademisyen vs. gibi kripto elemanlarınca yapılan bütün faaliyetler ve açıklamalar ve uygulamalar hükümeti tehdit eden faaliyet olarak adlandırıp; “beşinci kol faaliyetleri ile ülkemizi tehdit ediyorlar..” sözü son on yılda bu gibi olaylarda en çok kullanılan en önemli “terim ve tanım” olmuştur!

Geçen haftalardaki bu sütunlarda peş peşe dört yazımda bu konuyu işlemiş, başta Sayın Cumhurbaşkanı, devleti idare edenler ve bu memleketin asıl ve asil insanlarına bir uyarıda bulunmuştum!

Köprüden önce son çıkıştan önce iyi düşünelim demiştim!

Bugün gelinen noktada her ne kadar asiller tarafından seçilmiş vekiller ve hükümetler konuyu bizim yazdıklarımız doğrultusunda dile getirip tedbir alıyoruz deseler de neticedeki uygulamalar önemlidir..!

Zaten bu açıklamada “beşinci kol faaliyeti” ile halkı algı operasyonlarıyla kaygı, endişe, korku ve kararsızlık içinde bırakarak “beyin kontrolü” yapıp  kitleleri idare etmenin bir metodudur!

Hakk’ın hatırını âli tutmak!

Bizler bu satırları sizler için kaleme alırken Allah’ın emir ve yasakları noktasındaki önceliklerimiz her zaman ilk sıradadır!

Ebedi saadeti kazanmanın yolunun bu olduğunu bilenlerden olarak Allah’ın hatırına yani emrini bütün makamlardan ve mevkilerden ve hatırlardan üstün tutmak bizim için esas kaidedir!

Bu kâinatı idare eden yaratıcının bizlere yüklediği önemli bir vazife:

Emri bi’l-ma’rûf nehyi ani’l-münker!

İyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışma yönündeki faaliyetler için kullanılan dinî, ahlâkî ve hukukî bir tabir ve emirdir!!!

Yukarıdaki İslam ahkamı gereği bugün de sizlere bu tebliğimi yapıyorum! Kronolojik uyarıyorum!

Bu toprakları bize şehit kanlarıyla vatan yapan atalarımızın asıl ve asil insanlarına bir kere daha uyarıyorum!

Küresel anlaşmaların kronolojik sonuçları!

Dünyanın kuruluş düzeninin aksine ona müdahale ederek başta bugün G20 zirvesi ve sonrasında Birleşmiş Milletler’de alınan iklim sözleşmeleri ve bunun onanmış haliyle insanlığa dayatılması kısaca iklimin değişimi dünya düzenine bir manada müdahaledir!

İklim sözleşmesi, tarihi gelişimi içinde günümüze kadar pek çok merhalelerden geçmiş ülke liderlerince imzalanmış meclislerinde onanarak hayata geçirilmiştir..!

Bunun gibi yine dünyamız ve üzerindeki insanlarla ilgili DSÖ ile ilgili alınan kararların da bu periyotlar içinde liderler tarafından imzalanıp meclislerde kanunlaştırılması aynı minvalde değerlendirilmelidir..!

Dünyanın en büyük ekonomik zirveleri ve Birleşmiş Milletler gibi en yüksek seviyede ele alınan bu konular iklim sözleşmesinin ehemmiyetini akıl edebilen toplumlar için bir kere daha dikkat diyerek ortaya koymaktadır!

Bu floramızı, faunamızı kısaca habitatımızı ve içinde yaşayan insanlığı etkileyecek kararlar alınırken millete rağmen alınan kararlar toplumlarda siyasi kargaşalara ve sonunda da o siyasetin çöküşüne hatta devletlerin çöküşüne sebep olduğu tarih kitaplarında kayıtlıdır..!

Çünkü alınan bu kararlar Allah tarafından kurulmuş hem habitatımıza hem üzerinde yaşayan insanları olumsuz yönde etkileyeceği için ilahi olarak kurulmuş olan bütün düzenleri yok eder!

İklim Sözleşmesi-iklim değişimi!

İlahi program gereği iklim değişiklikleri belli periyotlar içinde yıllar içinde kendi içinde değişiklik gösterebilir!

İklime kısaca tabiata müdahale etmek; ilahi kurulu bütün düzeni yıkmak demektir!

Bu devletlerin yıkılışının en büyük sebepleri: 

Göçler, iklim değişikliği-kuraklık sonucunda oluşan sosyal patlamalar ve yetersizliklerdir..!

Göçlerin en büyük sebebi Hitit devletinde de iklim krizi buna bağlı olarak kuraklık ve üretimin azlığı vs. gibi sebepler buna bağlı olarak göçler ve bunun sonunda oluşan karmaşa, kaos ve insanların huzursuzluğu o zaman nasıl Hitit devletinin ekonomisini ve halkını olumsuz yönde etkilemiştir!

Heterojen nüfuslar kargaşa kaos oluşturur!

Heterojen nüfus birliklerine idare etmek en zor yönetim şeklidir..!

Bu gibi nüfusların demokratik kurallarla yönetilmesi çok zordur..!

Genelde tarihte bu gibi topluluklar krallık, monarşi veya diktatörlük tek adam formülleriyle baskıcı rejimler olarak tarihe geçen yöneticilerle anlatılırlar..!

Bunun sonunda dünyanın en verimli olan bu bölgesinde toplumda huzursuzluk, devlete karşı itaatsizlik ve isyana varan davranışlar, farklı kültürlerin çatışması gibi sosyal ve siyasi rekabetler iç ve dış güçlerin müdahalesi ile yaratılan spekülatif ortamlar sonucunda Anadolu’da ve Mezopotamya’da kurulu olan pek çok medeniyetler ve devletler süper güç olmalarına rağmen Hititler gibi tarihten silinmişlerdir.!

Küresel iklim sözleşmesinin onaylanması yanında bunun hayata geçirilmesi Anadolu topraklarında ve bölgemizde gelecekte çok büyük ekonomik ve sosyal olumsuzluklara sebep olup olmayacağı noktasında çok ciddi çalışmalar yapılmalı ve tedbir alınmalıdır..! 

Küresel anlaşmalar ve iklimin değişmesi, küresel ısınma vs. gibi hadiselerin sonuçları itibari ile bölgelerde yönetim ve düzenlerinde halkın algısının değişmesine yol açabilecektir..!

Devlet yöneticilerinin “kronolojik olarak” meseleyi “bağımsız bilim adamları” ile ciddi olarak gelecekte oluşabilecek tehlikeleri önceden öngörerek tedbir almaları mutlaktır, elzemdir, katidir..!

Devletler kısa sürede uluslararası yapılan bu anlaşmalara atılan imzaların ve bunları meclisten getirerek aldıkları kararların tehlikelerini ve sonuçlarını hissetmese de geçen süre içinde bu işin mimari “küresel güçler tarafından oluşturulabilecek yaptırımlar sonucunda” kendi ülkelerini kendilerinin yönetmediğini anlasalar da iş işten geçmiş olacaktır..!

Devam edecek..!

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.