Merhaba

Yazmak, bir yerlere bir şey karalamak, bazen boş bir kağıda çizik atmak.. Duygularımızı anlatmak için konuşmanın yeterli olmadığı zamanlarda yazmak en güzel şeydir. Bize de yeniden yazma fırsatı doğdu. Bu..

Daha önce birkaç kez yerel basına köşe yazısı yazmıştım. Farklı zamanlarda farklı mecralarda bu yazılar yayınlandı. Her yeni başlangıç beni heyecanlandırmıştı, bu kez de öyle. Heyecanlıyım. İlk yazı güzel olsun istiyorum ama heyecan basireti kapatır, güzel olduğunu sanırsın, berbat bir şey çıkar ortaya. Hatalarımız, anlatım bozukluğu veya dilbilgisi hataları olursa peşinen affınızı diliyorum.

Bu arada, sürekli takip ettiğim köşe yazarları da teker teker terki dünya ediyorlar. Mehmet Barlas, Engin Ardıç. Her ikisi de usta idiler. Türkiye’de gazetecilik konusunda sayılı birkaç kişi idiler. Her ikisine de Allah’tan rahmet diliyorum.

Bu köşe de serbest yazılar yazmaya çalışacağız. Siyasi konular, güncel konular, ülke gündemi, dış dünyadaki olaylar hakkında kanaat ve yorumlarımızı aktarmaya çalışacağız. Bazen eleştiri, bazen övgü, bazen de edebiyat olacak bu satırlarda. Belki bir şiir ya da bir romandan alıntılar olacak. Ruh halimize göre değerlendirmeler yapacağız.

Seçimler geçti, hükümet ve yeni kabine belirlendi, herkes işinin başına geçti, çalışan çalışıyor, çalışmayan laf üretiyor. Muhalefet bildiğiniz gibi. Yeni küçük partiler bu dönem konuşacaklar ama gelecek döneme kadar ne olur ne biter çok bilinmez. Recep Tayyip Erdoğan olduğu sürece onların bir şey yapabileceği yok ama hak vaki olur da Rahmet-i Rahmana erişirse o zaman belki koalisyonlara ortak olacaklardır.

Bu arada Yeniden Refah Partisine ve sayın Fatih Erbakan’a da samimi olarak paragraf açmak istiyorum. Normal şartlarda milletimiz Osmanlı’dan sonra babadan oğula geçen bir saltanata asla prim vermiyor. Ayrıca Rahmetli babasının ardında kardeşleri ile miras kavgası vermesi de bir hayal kırıklığına sebep olmuştu. Bunların dışında da bazı demeçleri de akıllarda soru işaretleri bırakıyordu. Oysa bu seçimde, takındığı tavır, yaptığı açıklamalar samimi hareketleri ve dik duruşu çok büyük prim yaptı. Hatırı sayılır bir güven kazandı.

Diğer kendi küçük ama ego’ları çok büyük olan partiler gibi CHP’nin kuyruğuna takılmadı, Erdoğan nefreti ile zihinlerini kirletenlerin tarafına geçmedi. Milletimizin Erdoğan’a olan teveccühü ve gönül bağını kimse kıramaz, bu bağın sebebini iyi analiz edip o yöne direksiyon kıran kim olursa mutlaka milletin sevgisine mazhar olacaktır. Fatih Erbakan da öyle yaptı. Bir sonraki seçimde çok büyük bir oy alacağına inanıyorum artık.

CHP için yorum yapmak istemiyorum ama Kemal Bey için bir iki satır yazmak istiyorum. Kemal Bey çok cesur davrandı, çok büyük bir iş yaptı. Tayyip Erdoğan ile yarışmayı göze aldı. Nitekim birkaç seçimdir, bu cesareti gösteremiyordu, sürekli başka adaylar çıkarıyordu. Bu kez kendini aday olarak ortaya çıkardı ve yaptığı hamlelerin hepsi de çok iyi idi. Nerede ise tüm dünyadan destek aldı, ne var ki oy kullanan tüm dünya değil Türkiye’de vatandaşlığı bulunan insanlardı. Bu insanların da Tayyip Erdoğan ile kurdukları gönül köprülerine karşı kimse başarı kazanamadı. Yine de Kemal bey’i bu cesaretinden dolayı kutluyorum. Nihayetinde siyasi arena da kaybetmek de var. Gerçi Kemal bey kazanmak duygusuna henüz nail olmuş değildir ama olsun… belki bir gün o da olur.