Müslüman olmanın ilk şartı ALLAH’a iman etmek, ALLAH’a iman etmenin ön koşulu ise tağutları reddetmektir. İMANSIZ! AMEL KABUL EDİLMEZ! Tağutları reddetmeyen yemeden, içmeden, uyumadan ömür boyu hiç durmadan ibadet etse..
Müslüman olmanın ilk şartı ALLAH’a iman etmek, ALLAH’a iman etmenin ön koşulu ise tağutları reddetmektir.
İMANSIZ! AMEL KABUL EDİLMEZ!
Tağutları reddetmeyen yemeden, içmeden, uyumadan ömür boyu hiç durmadan ibadet etse de, imanın şartını yerine getirmediği için bu ibadetleri kabul görmeyecektir.
ALLAH Kur’an-ı Kerim’de kendisine iman etmeden önce tağutları reddetmemizi, bütün peygamberlerin kavimlerine gönderilme sebebinin insanları tağutlardan sakındırmak olduğunu, tağutlardan sakınmayanların dünyada hüsrana uğrayıp, ahirette ateşe gireceğini açıklamıştır.
Kur’ân-ı Kerîm’de tâğut kelimesinin geçtiği sekiz âyet-i kerîme bulunmaktadır.
Bu âyetler nüzûl sıraları itibariyle şöyledir:
Zumer Sûresi’nin 17. âyeti, Nahl Sûresi’nin 36. âyeti, Bakara Sûresi’nin 256. ve 257. âyetleri,
Nisâ Sûresi’nin 51., 60. ve 76. âyetleri,
Mâide Sûresi’nin 60. âyetidir!
İMAN!
Asrımızın helaket felaket asrı olması, haramla helalin karışması, küfür ve azgınlığın dizboyu olduğu bir dönemi yaşamaktayız!
Delalet ve sapıklık da belki de son yıllarda tavan yapmış haller Müslümanlarca yaşanmakta ve yaşatılmaktadır!
TAKLİDİ İMANIN SONU! Mutsuzluk ve gelecekten umutsuz Müslümanlar ve insanlar pek çoğu derdini çözmek için meyhanelere giderken, bir kısmı deli hanelerde kuyrukta beklemekte, bir kısmı da hastane kapılarında organları eksik, ilaç torbaları elinde hayatının son günlerinde şifa arar olmuştur!
İmanı noktadan meseleye baktığımızda; bu taklidi imanın tahkikiye dönmeden kurtuluşu EBEDİ SAADETİ KAZANMALARI mümkün görülmemektedir!
TABİİ Kİ EN DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR!
Andolsun, biz her ümmete: ‘Allâh’a kulluk edin ve tâğuttan kaçının’ diye bir rasûl gönderdik! NAHL -36
Kur’an-ı Kerim’deki TAĞUT ile ilgili mealler, mana ve maksatları bu sütunlarda yeterli olmayacağından en azından bu mübarek cuma günü hürmetine!
Yapması gerekenlerin genelde bu Tağut ayetlerini yeterince dikkate veremeseler de Müslüman bir vatandaş olarak İslami Tebliğmizi “Et-tekrârü ahsen velev kâne yüz seksen.»
Tekrar etmek en güzeldir, 180 kere de olsa! Hükmünce biz de tekrar yapmış olalım!
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla;
1. Dinde (Ehl-i Kitâb’a ve Mecûsîlere, cizye verdikleri takdirde) zorlama yoktur. Artık hak, bâtıldan apaçık ayrılmıştır. O halde her kim tâğutu reddederek Allâh’a îmân ederse, kopması mümkün olmayan sapasağlam bir kulba yapışmıştır. Allâh işitir ve bilir.
(Bakara: 256)
2. Allâh, îmân edenlerin velîsidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velîleri ise tâğuttur. Onları aydınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. İşte bunlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalırlar. (Bakara 257)
3. Kendilerine kitâbtan bir pay verilenleri (Yahûdîleri) görmedin mi? Onlar, tâğuta ve cibt’e îmân ediyorlar ve diğer kâfirler (Mekke müşrikleri) için: Bunlar, îmân edenlerden daha doğru bir yoldadır’ diyorlar. (Nisâ 51)
4. Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten îmân ettiklerini zannedenleri görmüyor musun? Bunlar, tâğuta muhâkeme olmayı istiyorlar. Oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardı. Şeytân da onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor. (Nisâ 60)
5. Îmân edenler Allâh yolunda savaşırlar; kâfirler ise tâğut yolunda savaşırlar. Öyleyse şeytânın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytânın hilesi pek zayıftır. (Nisâ 76)
6. De ki: Allâh katında, kesinleşmiş bir cezâ olarak bundan daha kötüsünü haber vereyim mi? Allâh’ın kendisine lânet ettiği, ona karşı gazâblandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tâğuta ibâdet edenler; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok sapmışlardır. (Mâide 60)
7. Andolsun, biz her ümmete: ‘Allâh’a kulluk edin ve tâğuttan kaçının’ diye bir rasûl gönderdik. Böylelikle, onlardan kimine Allâh hidâyet verdi, onlardan kiminin üzerine de sapıklık hak oldu. Artık, yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün. (Nahl 36)
8. Tâğuta ibâdet etmekten kaçınan ve Allâh’a içten yönelenler için bir müjde vardır. Öyleyse kullarıma müjde ver. (Zumer 17)
AMENTÜ BİLLAH VE KEFERTÜ BİT-TAĞUT-
Sahabe-i Kiram’ın çocuklarına ilk öğrettiği kelimelerden biridir!
“Allah’a iman ettim, tağutu red ve inkar ettim”. (ibn Şeybe Sünen:1/348)
Evet sahabe, daha küçükken çocuklarına bu kelimeyi ezberletiyorlardı. Hem de bu sözü kalplerine ve yaşantılarına perçinliyorlardı. Çocuk yaşta ezberletiyorlardı ki, tağutu ve tağutluk iddiasında bulunan her şeyi tanıyıp, bilip hayatlarını ve kulluklarını tağutlara değil yalnızca ALLAH’a yapsınlar ve tağutları red ve inkar etsinler.
Eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz de müşrik olursunuz. (Enam 121)
Allâh’ın emrinden ve şeriatından başkasının dediğine saparsanız başkasını onun önüne geçirirseniz işte bu şirktir. (İbn Kesîr, Tefsiru’l-Kur’âni’l-Azîm: 3/329)
Ne acıdır ki, bu İslam ümmeti içerisinde de böyleleri vardır.
Duamız;
Rabbim sen bizleri Allah’a kul!
habibine Ümmet olabilen,
Haksızlık karşısında susmadan ; TAĞUT’a itaat eden değil;
hakkın hatırını bütün hatırlardan üstün tutanlardan eyle! Âmin!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.