Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası Meslek Komiteleri Toplantısı’na katıldı.
Erkan’ın konuşmasında öne çıkan ifadeleri şunlar oldu:
Ülke ekonomisinin can damarı olan reel sektör temsilcileriyle bir araya gelmekten memnuniyetimi belirtmek isterim.
Finansal istikrarın sağlanmasının nihai çıktısı oynaklığı düşük, sürdürülebilir büyümedir.
Sürdürülebilir büyümenin önündeki en büyük risk varlık fiyatlarındaki oynaklıktır, yüksek enflasyondan kaynaklanıyor olması enflasyon ile mücadeleyi her zamankinden önemli hale getirmiş durumdadır.
Enflasyonla mücadelenin ön koşulu kararlılıktır. Önceliğin dezenflasyon olması son derece önemlidir.
Sürdürülebilir büyüme için Türkiye’nin düşük enflasyon istikrarından taviz verme lüksü yok.
Enflasyon beklentilerinde iyileşme işaretleri belirlemeye başlamıştır. Fiyatlama davranışlarında da olumlu bazı gelişmeler yaşanıyor.
Attığımız adımlarla büyükşehirlerdeki kiralarda yavaşlama eğilimi görüyoruz.
Enflasyonun ana eğiliminde gerileme başladı. Kasım ayı öncü göstergeleri enflasyondaki gerilemenin devam ettiğini göstermektedir.
Enflasyon tepe noktasına ulaştıktan sonra 2024 yılının ikinci yarısında gerileyecek.
Döviz kurundaki istikrarın da katkısıyla aylık enflasyon üzerindeki şoklar azalarak maliyetlere ilişkin öngörülebilir artacaktır.
Otomotiv ve beyaz eşyada talebi canlandırmak için yeniden fiyat indirimleri görmekteyiz.
Başlangıç koşullarının oluşmaya başladığını gördüğümüz emlak fiyatlarının enflasyonun gerisinde kalmaya başlayan artışları ve yeni kiralık fiyatlarında yatay seyir de döviz kuruyla birlikte enflasyon beklentilerinin daha da iyileşmesine yol açacak.
Sonuç olarak, farklı sektörlerde farklı hızlarda gelişen enflasyondaki yavaşlamanın yılın ikinci çeyreğinde daha genel bir hal alarak hem üretici hem de tüketici fiyatlarında hissedileceğini öngörüyoruz.
Dezenflasyon öngörülebilirliği artırarak sanayimizin potansiyelinin gerektirdiği uzun vadeli kaynakların oluşmasını sağlayacaktır. Böylelikle, reel sektör yatırımlarının ve teknolojik adaptasyonun ekonomik büyümeye olan katkısının kalıcı olarak artmasını hedefliyoruz.
Enflasyonun yüksek büyümenin maliyeti olduğu konusundaki yanlış algı, özellikle belli enflasyon eşik düzeyleri üzerinde büyümenin sürdürülebilirliğine çok ciddi engel teşkil etmektedir. Dolayısıyla, fiyat istikrarı ve bununla pekişecek olan finansal istikrar, sürdürülebilir büyümenin olmazsa olmazıdır.
Dezenflasyonun her koşul ve durumda kaçınılmaz olarak büyümeden feragat yoluyla gerçekleşeceği yönündeki yanlış algı ve kaygılar kamuoyunda zaman zaman ifade edilmektedir.
Oysa, enflasyonun yüksek ve oynak olduğu durumlarda, enflasyon belli eşik değerlere gerileyene kadar, “doğru” politika tasarımlarıyla, büyümeden asgari düzeyde ödün vererek dezenflasyon süreci başlatılabilir.
Büyüme-enflasyon ödünleşimi ise, ancak; enflasyondaki “aşırılık” devre dışı bırakıldıktan sonra gelinen eşik değerlerde devreye girecektir.
Bu noktada amaç, kararlı bir şekilde dezenflasyon sürecini devam ettirmek olmalıdır. Bu aşama daha zorlu bir dezenflasyon sürecine karşılık gelmekle beraber doğru politika tasarımları ve yeterli kredibilite ile çözülmeyecek enflasyon problemi yoktur.
Aldığımız seçici kredi tedbirleri sonucunda, temmuz ayından itibaren bireysel kredilerde normalleşme başlamıştır.
Gerek tüketim gerekse borçlanma aracı olarak kullanılan bireysel kredi kartı ise yüzde 4 ile görece yüksek bir hızda seyretmekle birlikte, daha ılımlı bir patikaya doğru ilerlemektedir.
Böyle olması ekonominin gelişim seyri içinde doğaldır. Politika adımlarımızın kredilerde yeterli finansal sıkılığı sağladığını değerlendiriyoruz. Bu noktada, aldığımız son karar sonrasında bireysel kredi kartı azami faiz oranlarında ve üye işyeri azami komisyon oranlarında bir değişiklik olmayacağını sizlerle paylaşmak isterim.
Bireysel kredilerde israf ve enflasyona yol açan aşırılık giderilirken, ticari krediler ise süreklilik göstererek üretim kapasitesine katkıda bulunmaktadır.
Reel sektöre Türk lirası cinsinden kredi akışının toparlanmasıyla ticari kredi büyümesi dengeli ve sürekli bir yapıya kavuşmuştur.
Kredi piyasası mekanizmasının işlevselliğindeki iyileşme, özel ve kamu bankaları ayrımında da kendini göstermiştir. Özel bankalar da ticari kredi büyümesinde etkin bir rol üstlenir hale gelmiştir.
Bahçıvan: TL gereğinden fazla değerli ya da değersiz olmamalı
Erkan’dan önce İSO Başkanı Erdal Bahçıvan konuştu. Bahçıvan Eximbank’ın performans bazlı değerlendirmelerin bir miktar gevşetilmesi gerektiğini belirtti. Bahçıvan bu yönde ekonomi yönetimiyle birlikte TCMB’den de destek talep etti.
Bahçıvan konuşmasında nitelikli büyümeye dönük uzun vadeli politikalara kavuşulması gerektiğini söyledi.
Bahçıvan döviz kurlarıyla ilgili “TL’nin gereğinden fazla değerli kılınmasına da, TL’nin değerinin gereğinden fazla düşürülmesine de karşıyız” dedi.
Bahçıvan para politikasının tüm sorunları çözmesinin de beklenemeyeceğini ifade etti.
-Konuşma anlık olarak güncellenecektir. Konuşmayı takip etmek için Bloomberg HT yayınını Youtube sayfasındaki canlı yayın sekmesinden izleyebilirsiniz
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.